Wednesday 21 April 2010

Havuz, Boya, Hamile Eşşek

Havuz bizi yoruyor, Mehmet'i fiziksel, beni de madden yoruyor ama Allah manen yormasın. Dalgıç pompamız sadece yakılmamış, ayrıca fişten çıkarmak varken, kablosundan kesmeyi uygun görmüş son kullananlar. Herşeye çok şükür; kötüler olmasa iyinin değerini bilmeyiz, bilsek de belki hırslanıp cesaretlenmeyiz.
Bugün hayatımda ilk defa hiç tanımadığım birine sesim yüksekken saldırgan sözler sarf ettim ve de hayret ediyorum kendime pişman değilim. İbrahim usta, onlarca işin arasında kahvem Yemen'den mi geliyor diye sorunca, kahvesini, son damlasını taşırarak servis ettim, üstüne, avluda fırçalarını yıkayarak taşları Osmanlı kırmızısına boğması ve beyaz alçıyı evin muhtelif yerlerine serpmesi değil, yaptıklarının bir kısmına elini sürmeyerek ben bu kadarını temizliyorumu çekmesiyle tutamadım kendimi. Arada baban yaşındaki adama böyle davranman hayalkırıklığına uğrattı beni demez mi? Keşke gücüm yok temizleyemiyorum diyebilseydi ya da ilk geldiğinde biz gazete yayalım, onu çekelim dedikçe, virgül damlatmam diye böbürlenmeseydi. İşveren ve alan arasındaki ilişkinin yaşla bir alakası olmadığını, şehirde, onun kazandığı parayı layıkıyla hakkedebilmek için mesai içinden daha çok mesai dışı çalıştığımı haykırdım. Havuza olan sinirimden midir, hakkettiğinden midir; pişman değilim. Mehmet, araya, ben seni Yemen'e kahve içmeye götüreceğimi de sokuşturmadan geçmedi bu arada. Ayıp nedir bilmeyen bu insanlar kim? Kendi iş yerimde aldığım nefesin hesabını tutarken, nasıl sorabiliyor bana, yıllarca eşşekler gibi gece gündüz çalşırken kendi işverenimden bir kere bile içemediğim Türk kahvesinin menşeini? Neyzen Tevfik şiirleri okuyan boya ustasından işini temiz yapmasını beklemeyiniz.
Ayvacık Devlet Hastanesi tertemiz, gencecik arılar çalışmakta, hem de ne arı. Sağlık portörü için gerekli röntgenve kan tahlili işlemlerini 15 dakikada tamamladık. İstanbul'da Verem Savaş Derneği'ne gittiğinizde, zatüre başlangıcı geçirdiğinizi, röntgene gittikten iki gün sonra öğrenebilir, içeride verem olmadan çıktığınıza neredeyse şükredersiniz. Hastalara sıra ve doktorlar konusunda bilgilendirme yapan bilgisayar ekranları ve iş süreci dökümanları çarpıcı, çalışanların güleryüzü ve yardımseverliği içtendi.
Hayatımda ilk defa çok hamile eşşek gördüm. Picasso'nun deformasyonuna uğramış, onun kadın çizgileriyle yusyuvarlak oluvermiş, az sonra doğuracak bir eşşek. Ne yazık ki fotoğraf makinamın sadece kılıfı yanımdaydı. Yarın aynı yolda tekrar rastlaşırsak bir fotoğrafını çekmek isterim. Acaba bu sıralar doğurmuş mudur, kahveyi, sıvayı, yövmiyeyi bilmeyen lekesiz eşşek?

2 comments:

  1. This comment has been removed by the author.

    ReplyDelete
  2. azalarak bitsin:"kahvem yemen'den mi geliyor?" esprisi...
    derhal bitsin:sezona yetiştirilmeye çalışılan otellerde çalışan küçük belde ustalarının önlenemez yükselişleri,kapanın elinde kalmaları,,assssla zamanında işe gelmemeleri,bazen hiç gelmemeleri,ve borsada yükselen kağıtları...

    ReplyDelete